1. Haberler
  2. Sağlık
  3. Keneler ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi

Keneler ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi

Keneler ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi
Keneler ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yaz Aylarında Sessiz Tehdit: Keneler ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi! Vücudunuza kene yapıştıysa dikkatli olun, yanlış müdahaleler virüsün yayılmasını hızlandırabilir!

Sıcak havaların gelişiyle birlikte doğa ile daha fazla iç içe olmaya başladığımız yaz ayları, aynı zamanda bazı tehlikeleri de beraberinde getiriyor. Özellikle kırsal alanlarda yapılan yürüyüşler, piknikler ya da tarla ve bahçe işleri sırasında karşılaşılan keneler, önemli bir sağlık riskinin habercisi olabilir. Bu küçük ama etkili canlılar, ciddi bir enfeksiyon hastalığı olan Kırım-Kongo Kanamalı Ateşine (KKKA) neden olabiliyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, bu hastalığın bulaşma yollarını, belirtilerini ve korunma yöntemlerini anlattı. Özellikle keneye yanlış müdahale edilmesi halinde virüsün daha hızlı vücuda geçebileceğini vurgulayan Mamçu, bu konuda halk arasında yaygın olan hatalı uygulamalara da dikkat çekti.

KKKA Sadece İnsanlarda Hastalık Yapar

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, Bunyaviridae ailesinden Nairovirüs grubuna ait bir virüs nedeniyle ortaya çıkan ve zoonotik, yani hayvandan insana bulaşan bir hastalıktır. Dr. Mamçu’nun verdiği bilgilere göre, bu virüs başta keneler olmak üzere, bazı kemirgenler, kuşlar ve çiftlik hayvanları üzerinde taşınabilir ancak sadece insanlar hastalık belirtisi gösterir.

“Keneler tavşan, koyun, sığır gibi hayvanlardan virüsü alabilir, ancak bu hayvanlar hastalanmaz. Virüs insanlara geçtiğinde ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, bulantı, kusma gibi belirtilerle başlar ve ağır vakalarda iç kanama, böbrek yetmezliği hatta koma ile sonuçlanabilir.”

Bulaş Sadece Kene Isırığıyla Değil, Kan Temasıyla da Olabilir

Kenelerin ısırması, KKKA’nın en yaygın bulaşma yoludur. Ancak Dr. Mamçu, özellikle kırsal kesimde yaşayanların ya da hayvancılıkla uğraşan bireylerin, hasta hayvanların kanı ya da dokularıyla doğrudan teması sonucu da bu virüse maruz kalabileceğini söylüyor.

Veterinerler, kasaplar, çobanlar, çiftlik çalışanları, piknikçiler ve sağlık çalışanları da yüksek risk grubunda yer alıyor. Özellikle koruyucu ekipman kullanılmadan yapılan hayvan kesimleri bu riski artırıyor.

Belirtiler 1-13 Gün İçinde Ortaya Çıkıyor

Virüs vücuda girdikten sonra semptomlar genellikle birkaç gün içinde kendini gösteriyor. Dr. Mamçu bu sürenin, bulaşma yoluna göre değiştiğini söylüyor:

  • Kene ısırığı sonrası belirtiler genellikle 1-3 gün içinde ortaya çıkıyor.

  • Enfekte hayvanın kanı veya dokusuyla temas durumunda ise bu süre 3-13 günü bulabiliyor.

İlk bulgular arasında yüksek ateş, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, mide bulantısı, ishal ve bazen cilt altında noktasal kanamalar yer alıyor. Hastalık ağırlaştıkça iç organlara yayılabilen kanamalar gelişebiliyor. Ölüm oranı ise %10 civarında.

Kenenin Çıkarılmasında Yapılan Hatalar Çok Tehlikeli

Dr. Mamçu, halk arasında yaygın olan “keneye sigara basmak”, “kolonya ya da benzin dökmek” gibi yöntemlerin virüsün yayılma riskini artırdığını belirtiyor:

“Keneye uygulanan bu tür müdahaleler, kenenin refleks olarak vücut sıvılarını bırakmasına neden olur. Bu da virüsün doğrudan kana geçmesini kolaylaştırır. Yapılması gereken, kenenin bir cımbız yardımıyla, deriye yakın yerinden tutulup yavaşça çıkarılmasıdır.

Ayrıca kenenin parçalanmaması, ezilmemesi ve çıkartıldıktan sonra sağlık kuruluşuna başvurulması gerektiğini de ekliyor.

Kenelerden Korunmak İçin Pratik Önlemler

Kenelerin bulunduğu alanlarda (çayır, orman, tarla, bahçe) vakit geçirenlerin alabileceği basit ama etkili önlemler var:

  • Uzun kollu giysiler giyin.

  • Pantolon paçalarınızı çorap içine sokun.

  • Açık renkli kıyafetler tercih ederek keneyi daha kolay fark edin.

  • Dışarıdan döndüğünüzde tüm vücudunuzu kontrol edin.

    • Diz arkası, kasıklar, koltuk altı, saç dipleri, kulak arkası gibi bölgeler özellikle kontrol edilmeli.

  • Hayvanlarla temas ediyorsanız çıplak elle kan veya yara dokularına dokunmayın.

  • Piknik alanında yere oturmak yerine örtü veya sandalye kullanın.

Henüz Onaylı Bir Aşı Yok

Dr. Dilek Leyla Mamçu, şu anda Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi’ne karşı etkinliği kanıtlanmış bir aşı veya spesifik bir tedavi ilacı bulunmadığını hatırlatıyor. Tedavi, yalnızca destekleyici yöntemlerle yani hastanın semptomlarını hafifletmeye yönelik olarak uygulanıyor. Ancak bazı ülkelerde klinik düzeyde aşı çalışmaları sürüyor.

Unutmayın, Kene Küçük Ama Risk Büyük!

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi, ülkemizde her yıl özellikle ilkbahar ve yaz aylarında görülüyor ve sağlık otoriteleri tarafından yakından takip ediliyor. Bu nedenle, doğayla iç içe geçirilen her an, dikkatli olunması gereken bir fırsat anlamına geliyor.

Bir kene ısırığı basit gibi görünse de, zamanında fark edilip doğru şekilde müdahale edilmediğinde hayatî risklere yol açabiliyor. Bu yüzden doğada vakit geçirirken önlem almak, en az tatilin kendisi kadar önemli.

Kaynak: Bihaber.TR

Keneler ve Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir